ÇOCUK VE ERGEN CİNSEL İSTİSMAR OLGULARINDA İSTİSMAR İLE İLİŞKİLİ SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİN, AİLESEL DEĞİŞKENLERİN VE RUHSAL BOZUKLUKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Araştırma Makalesi
P: 146-153
Aralık 2014

ÇOCUK VE ERGEN CİNSEL İSTİSMAR OLGULARINDA İSTİSMAR İLE İLİŞKİLİ SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİN, AİLESEL DEĞİŞKENLERİN VE RUHSAL BOZUKLUKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

The Bulletin of Legal Medicine 2014;19(3):146-153
1. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Kayseri
2. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, Kayseri
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 14.07.2014
Kabul Tarihi: 12.09.2014
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Cinsel istismar önemli bir halk sağlığı sorunudur. Her geçen gün istismar olgu sayısının yanı sıra cinsel istismar üzerinde yapılan çalışmaların sayısı da artmaktadır. Bu çalışmada; çocuk psikiyatri polikliniğine adli rapor istemiyle başvuran çocukların sosyodemografik özelliklerinin ve ruhsal bozukluk tanılarının belirlenmesi amaçlanmıştır.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri Polikliniğine Ocak-Temmuz 2014 tarihleri arasında adli rapor düzenlenmesi amacıyla gönderilen, cinsel istismara maruz kalmış 2-18 yaş aralığında çocuk ve ergen olgular; yaş, cinsiyet, eğitim, istismar tipi ve sıklığı ile DSM IVTR tanı sınıflamasına göre hangi ruhsal bozukluklara sahip oldukları retrospektif olarak incelenmiştir.

Olgularımız, yaşları 2 ile 18 arasında değişen 54'ü kız, 6'sı erkek toplam 60 çocuk ve ergenden oluşmaktaydı. Yaş ortalaması kızlarda 14,01 ± 2,37, erkeklerde 9,66 ± 3,07 idi. Kız olguların en sık vaginal penetrasyon, erkek olguların ise en sık anal penetrasyon yoluyla cinsel istismara uğradığı tespit edildi. Kız olgularda istismar sonrası en sık akut stres bozukluğu geliştiği, erkek olgularda ise en sık uyum bozukluğu görüldüğü tespit edildi.

Cinsel istismar; çocuk ve ergenin duygusal, cinsel, sosyal gelişimini bozmakta, psikopatolojilere sebep olmaktadır. Yapılan çalışmalarda çocukların ebeveynlerinde var olan psikopatoloji, boşanma ve istismar öyküleri istismar için risk faktörü olarak belirlenmiş olup; çalışmamızdaki olguların bir kısmının ebeveynlerinde de tespit edilmiştir. Çalışmadaki %90 olgunun kızlardan oluşması kız çocuklarının daha fazla cinsel istismara maruz kaldığı bilgisini desteklemektedir. Literatürle uyumlu şekilde olguların büyük bir kısmında ruhsal bozuklukların geliştiği tespit edilmiştir.

Çocuklarda cinsel istismarın önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu, gelişebilecek psikopatolojiler için risk oluşturduğu, bu nedenle sosyodemografik özelliklerin tanımlanmasının önemli olduğu unutulmamalıdır.