ÖZET
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 99. maddesinin 6. fıkrası, kadının mağduru olduğu bir suç sonucunda gebe kalması durumunda rahim tahliyesine yeni bir bakış açısı getirmiştir. Bu fıkrada, kadının rızası olması ve hastane ortamında uzman hekimlerce uygulanması şartı ile gebelik süresi 20 haftadan fazla olmayan mağdurun gebeliğini sonlandırana ceza verilmeyeceği belirtilmektedir.
Bu makalede, Anabilim Dalımıza DNA- STR testi ile babalık tayini için gönderilen 18 yaşından küçük anne adayları arasından seçilen iki olgu aktarılmaktadır. Olguların ortak özelliği gebelik haftalarının 10 haftadan fazla olmasıdır. Her ikisi için de, istemedikleri bu gebeliğin sonlandırılması tek kurtuluş olarak görülmektedir. Psikiyatrik değerlendirmelerini takiben, hekimler ve adli makamlar arasında gerçekleşen bir dizi acele yazışma sonucunda olgulardan birinin gebeliği sonlandırılmış-tır. Diğer olgunun talebi kanunda yer alan koşullar sağlanamadığından ret edilmiş, taburcu işlemleri yapılarak istemediği çocuğu doğurmak üzere ailesine teslim edilmiştir.
Amacımız, bu olguların ışığında TCK’nın 99. madde 6. fıkrasının uygulanması sırasında karşılaşılan sorunları ve hukukçular arasında kanunu yorumlamada ortaya çıkan farkı aktarmaktır.