Tıbbi Malpraktis İddiası ile Açılan Tazminat Davalarında Yargıtay ve Danıştay’ın “Aydınlatılmış Onam (Rıza)” Hususundaki Görüşlerinin İncelenmesi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 20-28
Nisan 2024

Tıbbi Malpraktis İddiası ile Açılan Tazminat Davalarında Yargıtay ve Danıştay’ın “Aydınlatılmış Onam (Rıza)” Hususundaki Görüşlerinin İncelenmesi

The Bulletin of Legal Medicine 2024;29(1):20-28
1. Forensic Medicine Institute, Trabzon Group Presidency, Trabzon, Türkiye
2. Forensic Medicine Institute, 2nd Specialization Board, İstanbul, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 25.05.2023
Kabul Tarihi: 26.06.2023
Yayın Tarihi: 01.04.2024
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Tıbbi müdahalelerin hukuka uygunluğu için zorunlu unsurlardan biri olan aydınlatılmış onam (rıza)* malpraktis davalarının en önemli unsurlarından biridir. Aydınlatılmış onam koşullarının yerine getirilmesinden doğrudan ve/veya dolaylı olarak hekimler sorumlu tutulmaktadır. Aydınlatılmış onam uluslararası tıp etiği belgelerinde belirtilip ülkemizde ise birçok yasal düzenleme ile uygulamaya konulmuştur. Çalışmamızda; yüksek mahkemelerin (Danıştay ve Yargıtay) bozma kararları incelenerek aydınlatılmış onam formunun önemi ve gerekliliği hususlarında hekimlerimizin farkındalığını artırarak litaretüre katkı sunmayı amaçladık.

Yöntem:

2013-2022 yılları arasında Danıştay ve Yargıtay ilgili daireleri tarafından malpraktis iddialarına yönelik açılan maddi manevi tazminat davaları hakkında verilen kararlar incelendi. Aydınlatılmış onam formu yokluğu veya eksikliği nedeniyle bozulan 102 karar çalışmamıza dahil edildi. Hekimlerin uzmanlık alanları, yapılan tıbbi işlemler, meydana gelen komplikasyonlar, ortalama dava süreleri, aydınlatılmış onam formu durumu ve ilgili yasal düzenlemeler incelenerek kayıt altına alındı.

Bulgular:

Adli ve idari yargıda açılan davaların toplamda %72,5’inin cerrahi branşlardan kaynaklandığı, yapılan tıbbi işlemler sonrasında meydana gelen arazların %100’ü komplikasyon olarak tanımlandığı, olguların %20,6’sında aydınlatılmış onam formu düzenlenmediği, %24,5’inde eksik düzenlendiği, %3,9’ünde hasta yakınları tarafından imzalandığı, %51’inde aydınlatılmış onam formu durumu araştırılmadan ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararların eksik inceleme nedeniyle yüksek mahkemelerce bozulduğu tespit edilmiştir.

Sonuç:

Aydınlatılmış onam formu ortaya çıkabilecek hukuksal uyuşmazlıklarda delil niteliği taşımaktadır. İspat yükü hekimlerde veya hastanelerde olduğundan dolayı bizzat işlemi yapan hekim tarafından özen gösterilerek mevzuat hükümleri kapsamında eksiksiz olarak düzenlenmelidir. Yapılan tıbbi müdahale sonrasında meydana gelen arazlar komplikasyon olarak kabul edilse bile, özellikle yüksek mahkemeler tarafından aydınlatılmış onam formlarının düzenlenmemesi, eksik düzenlenmesi, hasta yakınları tarafından imzalanması sonucunda hekimler veya idare aleyhinde kararlar verilmektedir.