ÖZET
Hekimin ve diğer sağlık personelinin ya da tedavi kuramlarının kusurlu davranışı sonucu ortaya çıktığı iddia edilen hastalık, sakatlık veya ölüm olayları, son yıllarda artarak yargının gündemine girmekte olup, bu olaylarda yasaların ilgili hükümleri gereğince, Yüksek Sağlık Şurası (YSŞ) ve Adli Tıp Kurumu (ATK) bilirkişi olarak tayin edilmektedir.
Yargı makamları, hukuk davalarında YSŞ’a başvurulmaksızın, ceza davalarında ise YSŞ’ ndan rapor alındıktan sonra, hekimin veya diğer sağlık personelinin kusurlu olup olmadığı varsa kusur oranlarının tespiti hususunda ATK ihtisas Kurullarının görüşlerine başvurmakta, bu belirtilen kurumların kararları arasında zaman zaman çelişkiler meydana geldiğinde, çelişkilerin giderilebilmesi için Adli Tıp Genel Kurulu ’ndan görüş istemektedir.
Bu çalışmada, 1996 Mart-2001 Mart arasındaki 5 yıllık sürede, Adli Tıp Genel Kurulu’ndan hekim, hastane ya da yardımcı sağlık personeli kusuru sorulan 19 unda YSŞ raporu bulunan, 10 unda ise YSŞ raporu bulunmayan, toplam 29 olguya ait, Genel Kurul, ihtisas Kurulları ve YSŞ raporları incelenmiş, elde edilen veriler sınıflandırılarak sunulmuş, YSŞ ile Adli Tıp Genel Kurulu’ nun yapılanması yönünden değerlendirilmiş, YSŞ nın verdiği kararlar ile ATK ihtisas Kurulları ve Adli Tıp Genel Kurulu’nun verdiği kararlar arasında, %73.7 oranında büyük bir uyumsuzluk dikkati çekmiş, bu uyumsuzluktaki temel nedenin gerek YSŞ nın gerekse ATK ihtisas Kurulları ve Adli Tıp Genel Kurulu’ nun yapılanması olduğu düşünülerek bu konudaki görüşlerimiz bildirilmiştir.