ÖZET
Bu çalışmada, cinsel saldırı mağdurlarının tıbbi ve psikolojik yardım alma imkanının çok fazla olmadığı, adli sürecin yıllarca sürdüğü ülkemizde, cinsel saldırı sonrası ruhsal ve sosyal sorunların görülme oranı ve bu sorunlar ile çocukluk çağında yaşanan istismar arasındaki ilişki incelenmiştir.
Çalışma grubu cinsel saldırı iddiası ile TC Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu II. İhtisas Kurulu'na muayene için gönderilen 93 kadından oluşmaktadır. Mağdurların değerlendirmesinde, sosyodemografik özelliklerini, saldırı karakteristiklerini, ruhsal ve sosyal sorunlarını belirlemek amacıyla oluşturulan görüşme formu, Travma Sonrası Stres Tanı Ölçeği (TSTÖ) ve Çocukluk Örselenme Yaşantıları Ölçeği (ÇÖYÖ) kullanılmıştır.
Mağdurların %61.3'ünde TSSB tanı kriterleri karşılanmış ve %54.8'inde cinsel sorunlar belirlenmiştir. Mağdurların %68.8'i olumsuz sosyal reaksiyonlara maruz kaldığını ifade etmiştir. Olumsuz sosyal reaksiyonlara maruz kaldığını belirtenlerin % 70.3'ü TSSB tanısı alırken, olumsuz sosyal reaksiyonlara maruz kalmadığını belirtenlerin %41.4'ü TSSB tanısı almışlardır. Aralarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmuştur; ki kare: 7.04; df: 1; p<0.01. Çocukluk çağı duygusal istismar ile saldırı sonrası yaşanan TSSB arasında ve çocukluk çağı cinsel istismar ile intihar girişimi ve kendini yaralama davranışı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır.
Cinsel saldırı ile görüşme arasında geçen süre dikkate alındığında çalışmamızda TSSB ve cinsel sorun yaşayanların oranı diğer çalışmalara nazaran daha yüksek bulunmuştur. Çalışmamızda saldırı ile görüşme arasında 3 yıldan fazla süre geçtiğini bildiren mağdurlarda dahi TSSB tanı kriterlerini karşılayanların oranı %58.8'dir. Bu sonuçta, çalışmanın fizik muayene için gönderilen mağdurlarla yapılmasının ve mahkeme sürecinin halen devam ediyor olmasının etkili olduğu düşünülmektedir.