ÖZET
Ömer Seyfettin (1884-1920) “Beyaz Lale” öyküsünü 1912 yılında yazmıştır. Yazarın hemen tüm öykülerinde olduğu gibi Beyaz Lale de dönemin sosyal ve siyasi yapısının izlerini taşır. Öykü, Balkan Savaşlarından sonra Serez’de yaşayan Türk halkının Bulgar komutan Radko tarafından katledilmesini konu edinir. Bulgar çeteleri Türk köylülerini kadın ve çocuk ayırımı yapmaksızın işkence ederek öldürür, evlerini yağmalar. Camiler yıkılır ya da kiliseye çevrilir. Serez’in en güzel kızı olarak tasvir edilen ve öyküye adını veren Beyaz Lale ise, komutan Radko’nun tecavüz girişimine maruz kalır. Beyaz Lale buna izin vermemek için intihar eder. Ancak kurbanın intiharı komutan Radko’yu durdurmaz, Beyaz Lale’nin ölü bedenine tecavüz eder.
Öykü, adli bilimlerin çalışma alanı kapsamında değerlendirilecek işgal, katliam, yağma, işkence, tecavüz, intihar ve son olarak da kişinin ölü bedenine tecavüz gibi kavram ve durumları barındırmaktadır. Çalışmada, adli bilimlerin çalışma konusu olan kavram ve sapmaların öykünün kurgusu ve yazar Ömer Seyfettin’in yaşamına paralel olarak değerlendirilmesi, Ömer Seyfettin yazınının çocuk edebiyatı içindeki konumu ve ruhsal travmanın edebiyat yoluyla aktarımının tartışılması amaçlandı.