ÖZET
Amaç:
Çocuk istismarı gizli bir sağlık ve sosyal sorun olarak tüm dünyada devam etmektedir. Risk etmenlerini belirlemek önleyici hizmetlerin geliştirilmesi için gereklidir. Bu çalışmada, adli değerlendirilme için yönlendirilmiş olan cinsel istismara uğramış çocukların demografik ve psikiyatrik özellikleri ve istismarcının kimlik özellikleri değerlendirilmiştir.
Gereç ve Yöntem:
Adli ruhsal durum muayenesi amacıyla çocuk psikiyatrisine yönlendirilen çocuk ve ergen yaş grubu cinsel istismar olgularının n=41; 9 erkek, 32 kız) dosyaları değerlendirilmiştir. Psikiyatrik tanıları Okul Çağı Çocukları için duygulanım bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi Türkçe Versiyonuna göre konulduğu dosyalardaki yaş, cinsiyet, sosyoekonomik düzey, tanılar ve faillerin özellikleri ile ilgili veriler tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerle incelenmiştir.
Bulgular:
Olguların yaş ortalaması 11,54±3,31 yıldı. Ailelerin sosyoekonomik durumu sınıflandığında en çok %51,2oranında düşük seviyedeydi. Tüm istismarcılar erkek olup yaş ortalamaları 23 (14-68) idi. Faillerin mağdurlara yakınlıklarına bakıldığında; aile içi (babalar ve ağabeyler: %12,2), yakın akrabalar (%19,5), uzak akrabalar (%22,0), diğer tanıdıklar (komşu, arkadaş) (%14,6) iken daha önce hiç tanımadığı kişiler %24,4’ünü oluşturmaktaydı. Olguların %19,5’i zeka geriliğine sahipti. Olguların en sık aldığı tanılar ise; %46,3 oranı ile travma sonrası stres bozukluğu diğer anksiyete bozuklukları (%17,1) ve majör depresyon(%24,4) olarak bulundu.
Sonuç:
Bu çalışma sonucunda belirlenen cinsel istismar risk etmenleri; kız çocuğu olmak, geç çocukluk döneminde olmak, zeka geriliğine sahip olmak, düşük sosyoekonomik düzeyde aileden gelmedir. Failler ise genelde çocuğun tanıdığı erkek yetişkinlerdir. Çocuk istismarını önlemek için koruyucu hizmetler özellikle yüksek riskli grubu da kapsayarak tüm topluma yaygınlaştırılmalıdır.