ÖZET
Klasik Ani Beşik Ölümü Sendromlarınm ve Tartışmalı Ani Beşik Ölümü Sendromlarınm incelenmesinde standart kriterler bulunmamaktadır. Özellikle Tartışmalı Ani Beşik Ölümü Sendromlarınm değerlendirilmesinde uluslararası tartışma gerekmektedir. Japonya’daki Klasik Ani Beşik Ölümü Sendromlarınm ve Tartışmalı Ani Beşik Ölümü Send-romlarının otopsi bulguları değerlendirilerek tartışma için temel veriler bu raporda sunulmuştur.
Japon Patoloji Cemiyeti’nden alınan Japon Patoloji ve Otopsi Rapor’u (Ocak 1982) Aralık 1986) incelenmiştir. Klasik Ani Beşik Ölümü Sendromlarınm ve Tartışmalı Ani Beşik ölümü Sendromlarınm otopsi bulgularının farklarının bulunmasında ki-kare testinin kullanılması gerekmiştir. Ek olarak sadece Tartışmalı Ani Beşik Ölümü Sendromlarınm otopsi bulgularının değil aynı zamanda Klasik Ani Beşik Ölümü Sendromlarının otopsi bulgularının yapısını da göstermek amacıyla faktör analizi (Varimax rotasyonu ile beraber temal faktör metodu) yapılmıştır.
Ki-kare testi incelenmesinde lenf dokusu büyümesinin Klasik Ani Beşik Ölümü Sendromlarında oldukça anlamlı olduğu bulunmuştur. Konjesyon, timus büyümesi, pulmoner ödem, adrenal bezi atofisi, lenf dokusu büyümesi ve yeni-doğan olma bulguları Klasik Ani Beşik Ölümü sendromun-da faktör analizi yöntemi ile yüksek değer taşıdığı bulunmuştur.
Ki-kare testi ile pnömoni, prematiir bebek ve kardiome-gali bulguları Tartışmalı Ani Beşik Ölümü Sendromu için oldukça anlamlı bulunmuştur. Asfiksi, konjesyon, atelektazi, pulmoner amfizem, adrenal bez atrofisi, prematür bebek, timus hipoplazisi, kalp malformasyonu ve ektopik hemopo-esis bulgularının Tartışmalı Ani Beşik Ölümü sendromunda faktör analizi yöntemi ile yüksek değer taşıdığı bulunmuştur.Timus büyümesi ve adrenal bez atrofisinin Tartışmalı Ani Beşik Ölümü Sendromlarında oldukça yüksek negatif değer taşıdığı bulunmuştur.
Tartışmalı Ani Beşik Ölümü Sendromlarında faktör analizi yöntemi ile en yüksek değer ile birinci faktörde asfiksi-nin hariç tutulduğu dikkat çekicidir. Bu bulgu Tartışmalı Ani Beşik Ölümü Sendromlarının bir bölümünün 1982-1986 yılları arasında genel patolojik otopsilerde bile harici bir ölüm sebebi olarak kabul edilen asfiksi tanısı konularak kayıtlara girmediğini dolaylı olarak gösteriyor olabilir.