Değerli Adli Bilimciler,
Adli bilimler alanının bilimsel platformu Adli Tıp Bülteni’nin bu sayısında da bir önceki editörümüz sevgili Prof. Dr. Nadir Arıcan hocamızın editör yazısını paylaşıyoruz. Böylece dergimizin ilk editöründen başlayarak geçmişten bugüne bir yolculukla yelkenimizi geleceğe doğru yönlendirmeye devam ediyoruz.
Geçmişten geleceğe gelenekten kopmadan bilimselliğin ve liyakatın geleceğin adli bilimlerini inşa etmede tek gerçek olduğu bilinciyle dergimizin bilimsel niteliğini hep birlikte daha da yükseklere taşımak, Adli Tıp ve Adli Bilimler alanında en güncel çalışmaların paylaşıldığı ortak bir platform olmaya devam etmesi dileğiyle…
Prof. Dr. Halis Dokgöz
Editör
Değerli Adli Bilimciler,
Kısa süre önce alanımıza emek veren bilim insanlarının çalışmalarını, araştırmalarını paylaştıkları, tecrübelerini aktardıkları, sorunlu alanların tartışıldığı 3. Uluslararası 19. Ulusal Adli Bilimler Kongresi’nin açılışında, kuruluşundan bugüne kadar görev alan yönetim kurulu başkanlarının onurlandırıldığı tören sırasında yaptığım kısa konuşmada; “Adli Tıp Uzmanları Derneği çalışmaları sırasında ne çok şey öğrendiğimi ve derneğin okul olduğunu belirtmiş, birlikte geliştiğimizi ve bugünlere gelebildiğimizi vurgulamıştım. Editörümüz sevgili Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün derneğimizin 30. yılı dolayısıyla Adli Tıp Bülteni Editörü olarak görev almış hocalarım Prof. Dr. Serpil Salaçin ve Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ile birlikte 2022 sayıları için yazı istediğinde taslak metin için düşündüğüm ilk cümlenin Adli Tıp Bülteni sürecinin de benim için okul niteliğinde olduğu idi.
Geriye dönüp baktığımda, derneğimiz kuruluşundan kısa süre sonra, bilimsel yayın organı eksikliği ve bunu gidermeye yönelik hocalarımızın yürüttüğü toplantılar, kısa süre içinde elle tutulur, okunur hala dönüşen bültenin kurullarında görev verilmiş olmasının adli tıp yolculuğunun hemen başında genç bir hekim olarak ne çok şey kattığını görürüm. Bilimsel yayının hazırlanışı, yazar-hakem olarak gösterilen çaba, yazıların edit edilmesi, büyük özene karşın gözden kaçan ve baskıdan sonra fark edilen hatalar, okunurluğun artırılması, akademik hayata yansımaları, veresiye baskı mücadelesi daha niceleri...
Kağıt bulmakta güçlük çektiğimiz, baskı sisteminin yeterince dijitalleşmediği, kapak rengini dahi tutturamadığımız ancak uykusuz gecelerin ardından baskıdan çıkan ve ciltlenmek için hazırlanan taze bülten kokusu, o günlerden kalan hoş bir koku olarak hala duyumsarım. Kurullarının büyük özveri ile çalışmaya başladığı ve alanımız gereksinimleri doğrultusunda şekillenen Adli Tıp Bülteni kısa süre içerisinde, Türk Tıp Dizini içerisinde yer almaya başladı. Dizinlenme süreci beklenmedik nedenlerle kesintiye uğrasa da, sizlerin desteği ile zor da olsa yayın hayatını gelişerek devam ettirdi ve bugün alanında sadece ulusal dizinlerde değil uluslararası indeksler tarafından da dizinlendiğini gururla izliyoruz. Bugüne değin yayın kurullarında görev almış arkadaşlarım ve hocalarımız, çalışmaları özenle değerlendiren hakemlerimizin, çalışmalarını Adli Tıp Bülteni aracılığı ile paylaşan bilim insanlarının, yayın hayatına başladığı günden itibaren her dönem öncelikli olarak destekleyen dernek yönetim kurullarımızın Adli Tıp Bülteni’nin bu başarısında katkılarını bir kez daha hatırlamak gerekir. Görevi devraldıktan hemen sonra mevcut yayın kurulu üyelerimiz ve editör Prof. Dr. Halis Dokgöz’e özellikle teşekkür etmek gerekiyor. Editör olarak görev aldığım dönemde PubMED, SCI, indexmedicus başvurularımız kabul edilmemiş olmakla birlikte, süreci özenle ve ısrarla takip eden, kısa süre sonra bu aşamayı da başararak dergimiz, derneğimiz ve alanımız adına bu süreç ile ilgili anlamlı gelişmelere dair olan inancımı yinelemek isterim.
Derneğimiz bilimsel yayın organı Adli Tıp Bülteni’nin, günümüzde ekonomik koşullar nedeni ile giderek zorlaşan yayıncılığa rağmen, önümüzdeki dönemde de kurullarda görev alacak arkadaşlarımız ve siz bilim insanlarının katkısı ile geçmişte olduğu gibi çalışmalarını başarı ile sürdüreceği temennisi ile saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Prof. Dr. Nadir Arıcan
