Adli Tıp Bülteni bir yıllık yayın dönemini daha bitiriyor bu sayısıyla. Yeni bir yüzyılın eşiğinde olduğumuzu ilk sayımızda ifade etmiş ve bu yeni yüzyılda uzmanlık alanımızın da değişiminin, gelişiminin olanaklarının var olduğunu, genç meslektaşlarımızın niteliği ve içeriği ile oluşturacağımız daha zengin bir bilim ortamında çalışmalar yürütebilmesini sağlamanın hepimizin temel sorumluluğu olduğunu vurgulamıştık.
Uzmanlık eğitim süresi ve içeriğinin, adli tıp uzmanı kavramının, görev tanımının zaman yitirmeden oluşturulması gerekmektedir. Değişik ülkelerde farklı yaklaşımlarla yürütülen eğitim modellerinin, bir bilim dalının alt birimi olarak tanımlanmanın, hukukun yardımcısı olarak algılanmanın bizleri mesleğimize yabancılaştırdığını, kendimizi ifade etmemizi güçleştirdiğini biliyoruz.
Kurumsal ilişkilerin oluşumunda bu tanımların her birinin olumsuz sonuçlarını doğrudan yaşamak zorunda kalıyoruz. Bilimsel bir disiplin olabilmek için, bağımsız araştırmalar ve bağımsız düşüncelerle zenginleştirilmiş bir merak ortamına ihtiyaç vardır. Hukuka yardımcı olma görevi biçilmiş bilimsel disiplin, ancak hukukun merak ettiği konuları araştırmak ile sınırlandırılmış demektir. Sınırlandırılmış bir araştırma süreci bilimsel olma özelliğini de yitirmek anlamını taşır.
Adli tıp uzmanları bilmelidir ki, Adli Tıp Bülteni tam da bağımsız araştırma ortamının oluşturulmasının bir aracıdır. Bizim bağımsız araştırmalarımızdan hukuk yararlanabilir. Başka pek çok disiplin de yararlanabilir. Birlikte daha zengin bir üretkenlik de sağlayabiliriz. Bilimin sınırları olmaz, sınırlar bilimin ilerlemesinin önünde ancak engel olabilir. Üretimimizi paylaşmak ise bilimsel ortamın gelişmesini, zenginleşmesini sağlar. Ortak çalışmalarımızın bizi zenginleştireceği ortamları yaratmak ellerimizdedir. Yeter ki görev tanımımızı yaparken başka alanlardan hareket etme yanlışını yapmayalım.
Şebnem Korur Fincancı