ÖZET
Dövme (tatuaj) çok eski tarihlerden günümüze süregelen bir uygulamadır. Dövme topluluklar için bir inancı, toplumsal sınıfı veya kimliği temsil eder. Dövme insan vücuduna farklı desen ve renklerde uygulanmaktadır. Bunların bir kısmı geçiciyken bir kısmı da kalıcıdır. Derinin alt tabakasına enjekte edilen mürekkep dövmenin kalıcı olmasını sağlar. Tatuaj son yıllarda gençler arasında yaygınlık kazanmıştır. Yaygınlaşmayla birlikte daha sonra dövmeyi sildirmek isteyenlerin artmasına bağlı olarak bilim adamları dövme silme yöntemleri üzerine değişik tedavi arayışlarına girmiştir. Bu yöntemlerden bazıları; dermabrazyon, kriyocerrahi, elektrocerrahi ve cerrahi eksizyon gibi tahrip edici tekniklerdir. Bunların yan etkisi oldukça fazla olduğundan son yıllarda lazer teknolojisi gelişmiştir. Günümüzde dövme sildirmek için kullanılan en yaygın yöntem Q-anahtarlı lazer yöntemidir. Birkaç seansta farklı dalga boyları ve sıklığıyla farklı renklere müdahale edilerek dövme boyasının parçalanması hedeflenir. Bu olgu sunumunda, hasta 2015 yılında koluna ve el bileğine dövme yaptırmıştır. 2016 yılında dövme silinmesi için bir merkeze başvurmuştur. Doktor hastaya hastanın bahsi geçen dövmelerin lazerle tamamen silineceğine dair imzalı bir belge vermiştir. Dövmelerde bütünüyle silinme gerçekleşmeyince hasta Tıp Fakültemizin Adli Tıp Anabilim Dalına mahkeme tarafından gönderilmiştir. Olgu hekim sorumluluğu açısından değerlendirildiğinde Türk Borçlar Kanunu 7. Bölüm (Eser Sözleşmesi) Madde 470’ de yer alan ölçütler ve Yargıtay’ın 15. HD. 3.11.1999, 4007 E./3868 karar metni göz önüne alındığında eser sözleşmesi kapsamında hekimin sonucu garanti ettiği tıbbi müdahalelerden biri olarak değerlendirilmiştir. Hastanın başvuru nedeni-isteği göz önüne alındığında ve istek doğrultusunda gerekli tıbbi işlemlere başlandığında sonuç garanti edilmiş olmaktadır. Bu tür olgularda aydınlatılmış onam özellikle önem arz etmektedir.