Arşivler - Sayfa: 4
-
Cilt 10 Sayı 2 (2005)
Değerli Meslektaşlarım, Bu yılın ilk sayısında bir değişiklik gözünüze çarpmış olabilir. Adli Tıp Bülteni artık Türk Tıp Dizini’nde yer almamaktadır ve yer almadığına dair bildirim ilk sayımız basıldıktan sonra elimize ulaşmış olsa da, Adli Tıp Uzmanları Derneğinin başkanları ve dergimizin editörü olarak benim hakkımda yapılmış olan başvuru üzerine hakkımızda yapılan soruşturmalar sırasında, bir başka kişiye verilmiş olan e-posta yanıtından öğrenmiş olmamız dolayısıyla, anılan ibareye geçen sayımızda yer vermemiş idik. Bu süreci paylaşmak gerektiğini düşünüyorum. Türk Tıp Dizini 1997 yılında yaptığımız başvuru sonucu iki taraflı bir sözleşme ile yayın hakkı verdiğimiz kurumsal bir yapılanmadır. Sözleşme 1997 yılında yapılmış olmasına karşın, ilk çıkmaya başladığı 1996 yılından itibaren dergimiz dizinlenmiştir. Sözleşme hükümlerinde, katılım iznini veren taraf olarak sözleşmeyi imzalayan Adli Tıp Bülteni ile ilgili: a) Yayım/yayın haklarını kullanma iznini dergi sahipleri dışında TÜBİTAK’a da verdiğini kabul ettiği, b) İzin veren taraf olarak süreli yayında söz konusu derginin TÜBİTAK tarafından dizinlendiği belirtilecek ve Türk Tıp Dizini’nin çıkacak olan her sayı için dergisinde bir sayfalık tanıtıya yer vereceği, c) Türk Tıp Dizini koşullarına uyulmadığı takdirde önce uyarılmak koşulu ile derginin dizinden çıkarılabileceği, d) İki nüsha tanzim edilen bu sözleşmenin taraflarca imzalandığı, ilk yılın sonunda aksi beyanda bulunulmadığı takdirde ikinci yıl bitimine kadar devam edeceği, e) Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda Ankara Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. İlk yılın sonunda aksi beyanda bulunulmadığı takdirde sözleşmenin devam edeceği bildirilmiş olup, Türk Tıp Dizini koşullarına uyulmadığında önce uyarılacağı, ancak bundan sonra dizinden çıkarılabileceği sözleşme maddelerinde yer almaktadır. Türk Tıp Dizini’nin dergi editörlüğü ile son yazışması 15.02.2005 tarihli ve 2003 yılının dizinlenmesine ilişkindir. Gerek daha önceki, gerekse daha sonraki yazışmalarda dergimizin dizinlenmediğine ilişkin bildirim mevcut değildir. Hakkımızda yapılan soruşturmalar sırasında, dizinlenmediğimize dair bilginin ULAKBİM’e e-posta ile başvuran bir meslektaşımıza verilen yanıtta ortaya çıktığını gördük. Sözleşmenin tek taraflı ihlali nedeniyle açıklama isteyen yazışmamızı yaptık ve elimize 15.12.2005 tarihinde yazıldığı görülen bir belge fotokopisi iletildi. Dergimizin 2004 yılı için dizinlenmeye uygun olmadığı kararının 06.12.2005 tarihli toplantıda karar altına alındığı bildirilen bu yazışma, açıklama talep eden yazımıza yanıt verilene kadar elimize ulaşmadığı gibi, bu tarihe kadar sözleşmenin aksi beyan olmadıkça devamı ilkesinden yola çıkarak dizinlenmenin devam ettiği düşüncesi ile dizinde yer aldığımıza ilişkin bilgi ön sayfada yer almıştır. Aldatıcı beyanda bulunma iddiası ile başlayan süreç, soruşturmalardan aklanarak çıkmamızla sonuçlanmış ise de gerek dergimizin, gerekse şahsımızın bu tür asılsız iddialara maruz kalması nedeniyle öncelikle sözleşme hükümlerini tek taraflı ihlal eden Türk Tıp Dizini ile ilgili kanuni haklarımızı kullanma sorumluluğu ortaya çıkmıştır. Tarafımıza bildirilmeyen sözleşme sonlandırmanın, e-posta ile üçüncü şahıslara bildirilmiş olması da ayrı bir talihsizlik olmuştur. Dergimizin yeni sayılarının basılabilmesi için ULAKBİM ile yapılan yazışmanın yanıtının gelmesi beklenerek, dergimizin basımı geciktirilmiştir. Hepimiz alanımızda yapılan sınırlı sayıdaki araştırma ve yayınların dergileri besleyecek niceliğe ulaşmasındaki sorunları biliyoruz. Bu koşullarda, herhangi bir aldatıcı beyana yer vermeden geriden gelerek ama düzenli ve makalelerin elimize ulaşması, kabulü aşamalarında tarihleri de açıkça belirterek dergimizi yayınlama çabası içindeyiz. Sevindirici olan elimizdeki yayın sayısının bu dönemde hızla artmış olmasıdır. Bu koşullarda 2006 yılı dergilerimizi aynı yıl içinde basabilme ve dolayısıyla uluslararası indekslere başvurabilme şansını yakalayacak olmamız söz konusudur. Bu yıl bitmeden başvurumuzla ilgili sevinçli haberi tüm meslektaşlarıma duyurabilmeyi umuyorum. Saygılarımla, Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr.
-
Cilt 10 Sayı 1 (2005)
Değerli Meslektaşlarım, Adli Tıp Bülteni bu cilt ile 10. yılına başlamış olacak. On yıllık geçmişi olan bir dergiyi ellerinizde tutarken, artık kurumsallaşmasını tamamlamış ve alanımızda üstlendiği işlevini, hedeflerini tanımlamış bir Adli Tıp Bülteni’ni yeni hedefler için hazır hale getirdiğimizi, bu başarıda dergimize araştırma, çalışma ve makaleleri ile destek olan tüm yazarlarımızın, gönderilen yazıları titizlikle inceleyerek aydınlatan, yol gösteren görüşlerini paylaşan tüm danışmanlarımızın ve işin mutfağında emek vermiş ve vermeye halen devam eden tüm meslektaşlarımızın çok önemli bir paya sahip olduğunu söylemek isterim. Geçen yılı oldukça yoğun geçirerek, dergimizin zamanında yayınlanabilmesi ve yayın tarihini yakalayabilmesi için iki yıllık bir çalışmayı bir yıla sığdırmayı başardık. Alanımızda pek çok sıkıntıyı aşmak zorunda olduğumuz bir yılı geride bırakarak bu yıla başlıyoruz. Önümüzdeki hedefler için, hakemli dergi olma sorumluluğunu her koşulda koruma çabasındaydık. Dergimizin ilk editörü Prof. Dr. Serpil Salaçin ile birlikte, ilkelerimizi oluşturmuş ve bu ilkeleri titizlikle korumuştuk. Derginin yayınlanmasında yaşanan tüm sorunlara rağmen bu ilkelerden bugüne dek hiçbir zaman ödün vermedik. Zor bir süreci tamamlayarak, daha yoğun ama daha verimli bir döneme giriyoruz. Bu yılın sonunda ikinci bir on yıla sağlam adımlarla başlamak dileğindeyiz. Adli tıp uygulamalarında yeni yasal düzenlemelerin ortaya çıkaracağı değişiklikler ile ilgili çalışmalar tamamlandı. Yaralanmaların değerlendirilebilmesi için hazırlanan cetvel son halini aldı ve yayınlandı. Bu yıl akıncısı yapılacak olan Adli Bilimler Sempozyumu’nda da hep birlikte Elazığ’da, bilirkişilik ve adli tıp uygulamalarının değişen biçimi tartışılacak. Adli Tıp Bülteni tüm meslektaşlarımızla yenilikleri paylaşmak, alanımızın gelişimine katkıda bulunmak için en önemli araçlarımızdan birisidir. Bu aracı en etkili şekilde kullanmalıyız. Saygılarımla, Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr.
-
Cilt 9 Sayı 3 (2004)
Adli Tıp Bülteni'nin bu sayısı ile bir yılı daha bitiriyoruz. Önümüzdeki yıl, çalışma alanımızda belirgin etkileri olacak bir değişikliği yaşayacağız. Türk Ceza Kanunu'nda gerçekleşecek değişiklik, özellikle yaralanmaların değerlendirilmesinde farklı bir yaklaşım ortaya çıkaracak. Yaralanmaların bilimsel ve nesnel ölçütlerde tanımlanması için yeni bir ölçek hazırlama çalışmaları Adli Tıp Uzmanları Derneği'nin tüm üyelerinin katılımıyla sürüyor. Bursa'da Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı ev sahipliği ile gerçekleştirilen Yeni TCK ve Adli Tıp Uygulamaları Sempozyumu'nda, yasanın hazırlanmasında görev alan hukukçular ile birlikte, alanımıza getirdiği yenilikler tartışıldı. Ocak ayında ilgili uzmanlık dernekleri temsilcileri ile birlikte gerçekleştirilecek atölye çalışmasında ölçek çalışmalarının sonuçlandırılması planlandı. Daha önce dergimizde yayınlanmış olan makalesinde, uluslar arası yaralanma ölçeklerini irdeleyen Doç. Dr. Yasemin Balcı da bu çalışmaları ile Derneğimizin ölçek hazırlama çabasının öncüsü olmuştur. Sempozyumda oluşturulan çalışma gruplarının sorumluluğunu da alan değerli meslektaşımız, uzun yıllardır tartıştığımız ve kanıta dayalı tıp uygulamaları çerçevesinde yorumlanmasını arzu ettiğimiz, yaralanma ölçeklerinin hayata geçirilmesinde haklı bir yere sahip olacaktır. Alanımızdan üzücü bir haberi de sizlerle paylaşmak isteriz. Değerli Hocamız Prof. Dr. Mehmet Aykaç'ı yitirmenin acısını hep birlikte yaşıyoruz. Alanımızda eksikliğini her zaman hissedeceğimiz bugüne dek yitirdiğimiz tüm Hocalarımıza karşı sorumluluklarımızı layıkıyla yerine getirebilmeyi diliyoruz. Saygılarımızla, Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr.
-
Cilt 9 Sayı 1 (2004)
Yeni bir yıla bir çok yasa tasarıları ve adli tıp alanında karşılaşabileceğimiz değişiklikler ile başlıyoruz. Bu yıl Adli Bilimler Kongresi'nin akıncısı, ağırlıklı olarak yapılacak değişikliklerin tartışılmasına ayrıldı. Kongremizi bir Tıp Fakültesinin salonlarında yapamayacağımız da belli oldu. İstanbul Üniversitesi'nin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, salonlarını Kongre için kiralamak üzere Adli Tıp Uzmanları Derneği gibi düşük bütçeli bir derneğin karşılayamayacağı yüksek ücret talep ederken, kongremizin Yıldız Teknik Üniversitesi'nin oditoryumunda yapılması kesinleşti. Yıldız Teknik Üniversitesi Sayın Rektörü Prof. Ayhan Alkış'a şükran duygularımızı buradan iletmek isteriz. Üniversitelerin bilim ortamları olduğu inancıyla, kongremizin 6.sını bir bilim ortamı olduğunu gördüğümüz Yıldız Teknik Üniversitesi'nde yapmaktan onur duyuyoruz. Her kongremizde olduğu gibi, bu yıl da kongrede sunulacak çalışmaların, değerlendirilmek ve danışmanlarımızca uygun bulunanlar yayınlanmak üzere Adli Tıp Bülteni'ne gönderilmesini umuyoruz. Saygılarımızla, Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr.
-
Cilt 8 Sayı 3 (2003)
Bir yılı daha tamamladık. Son yıllarda, her yıl tamamlanırken, bir yaprağm daha düştüğüne tanıklık ediyoruz. Bu yıhn sonuna geldiğimizde çok sevgili ağabeyimiz, uzun yıllarım Adli Tıp Şube Müdürlüğü ve Anadolu'nun uzak şehirlerinin Adli Tabip Sebahattin Ağbisi olarak geçirdikten sonra çok yakın zamanda emekli olan Adli Tıp Uzmanı Dr. Sebahattin Okumuş ve sevgili hocamız Prof. Dr. Talia Bali Aykan'ı, geçtiğimiz yıllarda yitirdiğimiz Prof. Dr. Cahit Özen, Prof. Dr. Ihsan Sarıkardaşoğlu ve Prof. Dr. Şemsi Gök Hocalarımızın yanına uğurladık. Uzun yıllar boyunca, Türkiye'de tüm hekimlere otopsinin ne denli önemli ve gerekli olduğunu anlatmaya kendini adamış olan Talia Hocamız, bilimsel ve sosyal alanların birbirinden ayrılamayacağım tüm bilimsel yaşamı ile hepimize kanıtlamıştı. Adli Tıp Bülteni'nin ilk sayısmda, bizler de Anthony Busuttil'in yazısı ekinde Avrupa Konseyi'nin Otopsi Kurallarının Uyumu ile ilgili 1159 sayıh tavsiye kararını ve European Council of Legal Medicine'in “Adli Tıp Otopsilerinin Uygulanmasında Uyumu ile ilgili metnini yayınlayarak, alanımızda otopsinin ne denli önemli bir yer tuttuğunu bir kez daha anımsamıştık. Bültenimizin 8 yıllık yayın hayatına baktığımızda, yapılan çalışmaların önemli bir kısmının otopsi çalışmalarının oluşturduğunu görmekteyiz. Tüm olumsuz koşullar ve materyal eksikliğine rağmen, meslektaşlarımız bu alanda yeni çalışmalar yapmak için çaba sarf etmektedir. Türkiye'de yasal değişimlerin arifesinde olduğumuz bir dönemi yaşamaktayız. Dileyelim ki, Üniversitelerimizin materyal eksikliğini giderebilecek olumlu değişimler gerçekleşsin. Saygılarımızla, Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr.
-
Cilt 8 Sayı 2 (2003)
Önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek olan 6. Adli Bilimler Kongresi’nin ilk duyuruları hepimize ulaştı. Çalışmalar hızla sürdürülüyor. İ.U. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın sorumluluğunda gerçekleştirilecek olan kongreye hazırlıklar başladı. Geçtiğimiz günlerde 16. İstanbul Tıp Fakültesi Kurultayı yapıldı. İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı bu Kurultayda Münih Ludwig Maximillian Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dah Başkam Prof. Dr. Wolfgang Eisenmenger’e ev sahipliği yaptı. “Identification of the skeletal remains of Martin Bormann by mtDNA Analysis” başlıklı konferansın ardından adli tıp uzmanlık eğitimi içeriği ve adli tıp uzmam görev tanımı tartışıldı. Adli Tıp Bülteni’nin tüm sa.yi1a.nnrn armağan edildiği Prof. Eisenmenger uluslar arası danışma kurulu üyemiz olmayı da sevinerek kabul edeceğini ifade etti. Uluslar arası danışma kurulumuzu genişletme çalışmalarımızı önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. European Council of Legal Medicine’a gözlemci üye olarak kabul edilen Adli Tıp Uzmanları Derneği’nin resmi bilimsel süreli yayınım da en kısa sürede uluslar arası indekslere taşımak ilk hedefimizdir. Saygılarımızla, Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr.
-
Cilt 7 Sayı 3 (2002)
Elinize ulaşan bu dergiyle birlikte bir yayın yılımızı daha geride bırakıyoruz. Bu yıl içinde yayın kurulumuzu genişleterek genç meslektaşlarımızı aramıza kattık. Bilimsel dergi yayınlamanın bir ekip çalışması olduğunu, bu ekibin birlikte kazandığı deneyimi geleceğe aktarma sorumluluğu bulunduğunu biliyoruz. Yaym kurulumuzun geniş bir kadro ile çalışması, kazanılan deneyimlerin de daha yaygm paylaşılmasını olanaklı kılacaktır. Adli Tıp Bülteni’nin yayınlandığı 7 yıl boyunca emek veren tüm meslektaşlarımız çok değerli katkılar sundular. Dergimizin her zaman belli bir çizgide yaym anlayışım sürdürmesinde tüm emek verenlerin payı var. Sevgili Hocamız ve ilk editörümüz Prof. Dr. Serpil Salaçin’in Adli Tıp Bülteni’nin bilimsel çizgisinin oluşturulması ve bu çizgiden sapılmadan yayınının sürmesindeki değerli katkılarım anmadan geçmek istemiyorum. Birlikte oluşturduğumuz bu ilkelerin korunması ve geleceğe aktarılması için bizler de her zaman çaba gösteriyoruz ve hiç kuşkum yok ki, bayrağı bizden devralacak meslektaşlarımız da bu bilimsel kimliği titizlikle koruyacaklardır. Adli Tıp Uzmanları Derneği’nin resmi yaym organı olan Adli Tıp Bültenine yaptıkları çalışmaları gönderen değerli araştırmanlarımızın da bu derginin gelişmesi ve yayınının sürmesindeki katkılarım bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Akademik yükseltmeler için uluslar arası bilimsel dergilerde yayınlanmış makale koşulu, ulusal bilimsel dergilerin ellerine ulaşan makalelerin sayısmda azalma olmasına yol açarken, başlangıçta benzer bir durumla karşılaşan dergimizde özellikle son dönemlerde artan sayıda makalenin dergimize ulaşıyor olması bilimsel çizgimizin kabul gördüğünün de en önemli göstergesidir. Saygılarımızla, Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr.
-
Cilt 7 Sayı 2 (2002)
Adli Tıp Bülteni’nin yeni bir sayısını daha sizlerle paylaşabilmekten mutluluk duyuyoruz. Uzmanlık alanımızda pek çok tartışmanın sürdüğü, eğitim standartlarını oluşturmaya çalıştığımız bu dönemde uzun aralar olmadan derginin hepimize ulaşması büyük önem taşımaktadır. Dört yıl olarak kabul edilen uzmanhk eğitiminin şekillenmesi, birlikte kullanacağımız asistan karnelerinin hazırlanması önümüzdeki yılların öncelikli hedefleri olacaktır. Meslekte Yeterlilik Kurulu oluşturulması yönünde hep birlikte çaba sarf etmeliyiz. Önümüzdeki günlerde bu çalışmaları biraraya getireceğimiz bir toplantı kaçınılmaz görünüyor. Meslekte Yeterlilik Kuru-lu’nun oluşması, Tıpta Uzmanhk Tüzüğünde belirtilen kurulların çalışmalarında ilerletici olacaktır. Akademik yükseltmelerde ve atamalarda yeni kriterlerin belirlenmiş olması da Adli Tıp Bülteni açısından önem taşımaktadır. Uluslar arası endekslere dahil olan dergilerde makale yayınlamış olma zorunluluğu meslektaşlarımızın çoğunu bu dergilerde yayınlanacak makaleler hazırlama ve gönderme ç ab asma yöneltmiş ve dergimize gelen makale sayısında ciddi bir düşüş yaşanmıştır. Dergimizin yeterli sayıda ve nitelikli makaleler ile düzenli çıkabilmesi durumunda, uluslar arası endekslere dahil olması ve böylece meslektaşlarımızın başka arayışlara girmesine gerek kalmaması söz konusu olabilecekken, hepimizin emeğinin ürünü olan bu derginin artık yayınlanmadığı gibi dezenformasyonlar ile meslektaşlarımızın makale göndermesi engellenebilmektedir. Adli Tıp Bülteni gecikmek de olsa, yayınım sürdürmekte ve danışmanlarının da desteği ile yayınlanan makalelerin niteliğinden ödün vermeden ve düzenli olarak yayınlanmaktadır. Türk Tıp Dizini’nin her yıl yaptığı denetimlerden başarıyla geçen dergimizin bir an önce yayın yılını yakalayarak, uluslar arası atıf endekslerine kabulü için yapacağımız girişimlerin hepimizin yararına olacağım bir kez daha anımsatmakta yarar olacaktır. Saygılarımızla, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı
-
Cilt 7 Sayı 1 (2002)
Yeni bir yıla başlıyoruz. Adli tıp uzmanlık alanının yeniden tanımlandığı, en azından süresinin diğer ülkelerdeki eğitim sürelerine paralel hale getirildiği Tıpta Uzmanlık Tüzüğü yayınlandı. Bu sürenin 4 yıl olması hepimiz için çok değerlidir. Muhakkak ki süre tek başına bir ölçüt olmayacaktır. Belirlenen sürenin içinin gerektiği gibi doldurulması, rotasyonların belirlenmesi, eğitim kurumu olma özelliklerinin yeniden gözden geçirilmesi de gerekecektir. Adli Tıp Uzmanları Derneği Meslekte Yeterlilik Kurulu (MYK), çalışmalarına çok uzun zaman önce başlamış, bir yönerge taslağım 1997 yıhnda Adli Tıp Bülteni sayfalarında yayınlamıştır. Rotasyon süreleri ve eğitimin asgari ölçütleri ile ilgili öneriler de gene bu derginin 2. cildinde yer almıştır. Oluşturulan bu görüşlerin, yeni tüzük ışığında yeniden ele alınması ve gerek MYK, gerekse eğitim standartları konusunda kesin kararların hızla ortaya konması artık bir zorunluluk olmuştur. Adli Tıp Bülteni’nin bu sayısmda yer alan “Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Uzmanlık Öğrencilerinin Eğitim Standardizasyonunda Uygulanan ‘Değerlendirme Kriterleri’: Bir Model Çalışma” başlıklı makale yeni tüzük kabul edilmeden önce yapılmış ve yayınlanmak üzere dergimize gönderilmiş bir yazıydı, iki yıllık eğitime göre hazırlanmış olan bu çalışma her ne kadar yeni tüzük ile 4 yıla çıkartılan uzmanlık eğitimi modelinin gerisinde kaldıysa da, yeni tartışmalar için ışık tutacağım düşündüğümüzden, damşmanlarca da kabul edilen bu yazının yayınlanması Yaym Kurulumuzca uygun görülmüştür. Adli Tıp Bülteni gecikmeli de olsa, sayılarım aksatmadan yayınını sürdürmektedir. Halen Türk Tıp Dizini’nde yer alan dergimiz, yapılan denetimlerde yaym kriterlerine uygun bulunduğu için Dizin’den çıkarıldığına dair bir bilgi yaym kurulumuza ulaşmamıştır. Dergiye gönderilen çalışmaların artması, dergimizin yaym yılım yakalaması uluslar arası endekslere başvuru yapabilmemizi de olanaklı kılacaktır. Türkiye’de mevcut az sayıdaki uluslar arası endekse kayıtlı dergilerden birisinin de Adli Tıp Bülteni olmasını diliyoruz. Saygılarımızla, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı
-
Cilt 6 Sayı 3 (2001)
Adli Tıp Bülteni bir yıllık yayın dönemini daha bitiriyor bu sayısıyla. Yeni bir yüzyılın eşiğinde olduğumuzu ilk sayımızda ifade etmiş ve bu yeni yüzyılda uzmanlık alanımızın da değişiminin, gelişiminin olanaklarının var olduğunu, genç meslektaşlarımızın niteliği ve içeriği ile oluşturacağımız daha zengin bir bilim ortamında çalışmalar yürütebilmesini sağlamanın hepimizin temel sorumluluğu olduğunu vurgulamıştık. Uzmanlık eğitim süresi ve içeriğinin, adli tıp uzmanı kavramının, görev tanımının zaman yitirmeden oluşturulması gerekmektedir. Değişik ülkelerde farklı yaklaşımlarla yürütülen eğitim modellerinin, bir bilim dalının alt birimi olarak tanımlanmanın, hukukun yardımcısı olarak algılanmanın bizleri mesleğimize yabancılaştırdığını, kendimizi ifade etmemizi güçleştirdiğini biliyoruz. Kurumsal ilişkilerin oluşumunda bu tanımların her birinin olumsuz sonuçlarını doğrudan yaşamak zorunda kalıyoruz. Bilimsel bir disiplin olabilmek için, bağımsız araştırmalar ve bağımsız düşüncelerle zenginleştirilmiş bir merak ortamına ihtiyaç vardır. Hukuka yardımcı olma görevi biçilmiş bilimsel disiplin, ancak hukukun merak ettiği konuları araştırmak ile sınırlandırılmış demektir. Sınırlandırılmış bir araştırma süreci bilimsel olma özelliğini de yitirmek anlamını taşır. Adli tıp uzmanları bilmelidir ki, Adli Tıp Bülteni tam da bağımsız araştırma ortamının oluşturulmasının bir aracıdır. Bizim bağımsız araştırmalarımızdan hukuk yararlanabilir. Başka pek çok disiplin de yararlanabilir. Birlikte daha zengin bir üretkenlik de sağlayabiliriz. Bilimin sınırları olmaz, sınırlar bilimin ilerlemesinin önünde ancak engel olabilir. Üretimimizi paylaşmak ise bilimsel ortamın gelişmesini, zenginleşmesini sağlar. Ortak çalışmalarımızın bizi zenginleştireceği ortamları yaratmak ellerimizdedir. Yeter ki görev tanımımızı yaparken başka alanlardan hareket etme yanlışını yapmayalım. Şebnem Korur Fincancı
-
Cilt 6 Sayı 2 (2001)
Ülkemizde yaşanan ekonomik iniş çıkışların yanı sıra tıbbın pek çok dalında gelecek kaygılarının gittikçe tırmanan bir hız kazandığı şu günlerde Bültenimizin yeni sayısını çıkarabilmenin mutluluğu içerisindeyiz. Yaşamı planlarken hedefimizin ne olması gerektiği konusunda etkilendiğimiz pek çok noktada umutsuzluk tohumlarının yeşerdiğini görmenin, özellikle bilim dalımıza yeni katılan genç arkadaşları ciddi bir biçimde kaygılandırdığını biliyoruz. Tabii ki Adli Bilimlerin hiçbir parçasını yaşamın içerisinden kopararak bir koruma çemberi içerisinde besleyemeyiz. Ülkenin varolan gerçeklerinden, toplumsal hareketlerden ya da ekonomik sürprizlerden ayrı bir Adli Tıp ve Adli Bilimler yapısı oluşturamayız. Oysaki çalışmalarımızın ulusal ve uluslararası düzeyde varolduğunu göstermek, hele ki bunu çıkmaya başladığı günden bu yana eksiksiz sizlere ulaşabilmeyi başaran bültenimizde ortaya koymak, bu alanda bizleri daha da güçlendirecektir. Avrupa Birliği uyum çalışmaları içerisinde bizlerin uzun yıllardan beri hep tartıştığımız, pek çoğumuzun da hayali olan adli tıp uzmanlığı eğitiminin daha sağlam temellere oturması çalışmaları da özveriyle sürmektedir. Bu güne kadar pek çoğumuzun 2 yıl olarak aldığı adli tıp uzmanlık eğitimi, hatta bazılarımız 1 yıl da tamamladığı bu eğitim uluslararası düzeyde bizimle aynı paralelde çalışan pek çok meslektaşımızın eğitiminden geri kalmaktadır. Kişinin özeleştiri yapabilmesi ona geleceğe güvenle yaklaşma gücünü verir. O nedenle geçmişi değerlendirip, varolan gerçekleri de gözardı etmeksizin durum tespiti yapmamız ve eksikleri giderme hususunda gerekli mücadeleyi vermemiz bizlerin yeni meslektaşlarımıza görev teslimi yapmadan önce boynumuzun borcudur. Adli tıp uzmanlık eğitimi süresi hiç kuşkusuz ki en az 4 yıl olmalıdır. Sadece sürecin uzunluğu değil, içeriğinin de bizlere yaraşır niteliklerle donatılması gerekmektedir. Genç arkadaşlarımız çalışkan ve umut dolular. Bizlere ise onlara yolu açmak ve o yolda güvenle yürümelerini sağlamak düşüyor. Bu fırsatları da hep birlikte yaratacağımıza yürekten inanıyoruz. Şebnem Korur Fincancı
-
Cilt 6 Sayı 1 (2001)
Değerli Meslektaşlarım, Bilimsel dergi yayınlamak, o derginin hangi sıklıkta, nasıl kullanıldığı sorusunu gündeme getirmektedir. Adli Tıp Bülteni yayınlanırken de, ister istemez bu derginin ulaştığı tüm meslektaşlarımızda uyandırdığı, uyandırabildiği ilgiyi merak etmekteyiz. Bilimsel bilginin paylaşımında, hiç kuşkusuz en önemli araçlardan birisi düzenli yayınlanan bilimsel dergilerdir. Paylaşıldıkça çoğalan, çoğaldıkça değişen bilimsel bilginin dinamik özelliği bilim insanlarını bu paylaşımın gerçekleştirilebileceği önemli bir ortam olarak bilimsel dergilere yönlendirse de, bu yönelişte önemli bir unsur, o dergide yayınlanan araştırmaların uyandıracağı merak olacaktır. Meraksız bir bilim ortamı olması beklenemez. Yirmibirinci yüzyıla adım attığımız bu ilk dergimizde, yeni bir yüzyıla yakışır bilimsel ortamları geliştirecek çalışmalarla ilginizi çekmeyi umut ediyoruz. Bilimin bize mutlak bir gerçeklik sunmadığını biliyoruz. Ancak, gerçekliğin ne olduğuna ilişkin, günümüzde üzerinde büyük oranda mutabakata varılmış görüşleri dergimizde hep birlikte paylaşmak bilimsel bilginin çoğalmasına küçük de olsa bir katkı sunmaktadır. Bu dergide bilimsel değerlendirme ve eleştiri ortamına sunulan çalışmaların çoğalması adli tıp uygulamalarının da gelişmesine önemli bir katkı sunacaktır. Şebnem Korur Fincancı
-
Cilt 5 Sayı 3 (2000)
Değerli Meslektaşlarım, Bugün dergimizin beşinci yılını doldururken, adli bilimler alanında yayınlanan yazıları ile bir tıp dergisi olarak etkili ve değerli bir geçmişimiz olduğunu iddia edebiliriz. Önemli beklentiler ile umut dolu bir geleceği de duyurmak yanlış olmayacaktır. Bu beş yıllık geçmişin İler aşamasında katkılarını sunan tüm meslektaşlarımızın tek tek koyduğu her taşın önemini ve değerini bir kez daha anımsamak ve anımsatmak, geleceği bu anlamlı katkıların üzerine yapılandırma şansını verdikleri için teşekkür etmek isterim. Gelecek ile ilgili bizleri bekleyen önemli görevler ve ağır bir sorumluluğumuz bulunmaktadır. Akademik ortamların zenginleşmesi, standartların oluşturulması sürecinde önümüze yeni hedefler çıkmaktadır. Ulusal bilimsel çevrelerde kabul gören dergimizi artık uluslar arası ortamlara taşımak ve bu ortamlarda da kabulünü sağlamak zorundayız. Uluslar arası bilimsel atıf indekslerine kabul edilmiş bir dergimizin varlığı hepimize önemli katkı sağlayacaktır. Adli Tıp Uzmanları Derneği İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı ile birlikte 4. Adli Bilimler Kongresini bu yıl içinde gerçekleştirdi. Adli tıp uzmanlarının adli bilimler alanında çalışanlarla takım ruhunu yakalamasını amaçlayan bu kongrede bu alanlarda çalışanların önemli bir çoğunluğunun katılımı sağlandı. Bu yılın son sayısında, 3- Adli Bilimler Kongresi'nin poster sunularının da sonuna geldik. Önümüzdeki yılın ilk sayısında yayınlanacak sözlü sunumlar ile bu kongrenin tüm sunumlarının yayınlanması tamamlanmış olacak. 2000 yılı içinde çok sevindirici bir olay yaşadık. Bir süredir yayınına ara vermiş olan Adli Tıp Dergisi yeniden yayınlanmaya başladı. Klinik adli tıp konularının ele alınacağı yeni bir derginin de yolda olduğunu öğrendik. Bu dergilere başarılı bir yayın süreci diliyoruz. Şebnem Korur Fincancı
-
Cilt 5 Sayı 2 (2000)
Adli Bilimler Kongresi’nin dördüncüsünün İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı ve Adli Tıp Uzmanlan Derneği işbirliği ile gerçekleştirileceği üretken bir yıldayız. İki yılda bir gerçekleştirilen bu kongre bir takını çalışması yürütme çabasında olan adli bilimler çalışanları ve adli tıp uzmanlarının birlikte aynı yöne yürümesinin önemini de vurgulayan bir çalışma olmaktadır. Değişik konularda yapılan araştırmaların sunulduğu bu kongreler deneyimlerin paylaşılmasını ve zenginleşmemizi sağlamaktadır. Dergimizin 4. Cildinden başlayarak 3- Adli Bilimler Kongresi’nde sunulan sözel bildiriler ile posterleri yayınlamaktayız. Dergimizde yayınlanan yazılar en az iki danışman tarafından değerlendirilmekle birlikte bu sunumlar kongrede sunulmak üzere kabul edilmiş olmaları nedeniyle ve bir ek olarak dergiden bağımsız bir bölüm halinde yayınlandıkları için danışman değerlendirmesi bu sunumlar için uygulanmamaktadır. Bu kongre sunumlarının daha sonra farklı dergilerde makale olarak yayınlanmış olanları yazarları tarafından bildirilmiş ise bu sunumları yeniden yayınlamamaktayız. Önümüzde bulunan 4. Kongrenin sunumları da benzer şekilde dergimiz içinde ek olarak yer alacaktır. Bu yıl gerçekleşecek olan 4. Adli Bilimler Kongresinin ana teması insan hakları olarak belirlenmiş ve paralel oturumlarda insan haklarının değişik boyutlarının tartışılması düşünülmüştür. Yaşlı haklarından fetüs haklarına kadar geniş bir yelpazede alanında yetkin kişilerin katılımı ile konular tartışılacaktır. Dergimiz içeriğinin alanımızda yaşanan canlılık ve artan üretimle zenginleşmesi umuduyla.
-
Cilt 5 Sayı 1 (2000)
Dergimiz bu cildin ilk sayısına künyesinde de göreceğiniz bir görev değişikliği ile başlıyor. Adli Tıp Bülteni’nin ilk sayısından başlayarak editör yardımcısı olarak sürdürdüğüm görev sona ererken, devraldığım bayrak ile sizi bu derginin yeni editörü olarak selamlıyorum. Birlikte çalışmaktan onur duyduğum çok değerli meslektaşlarımla çıktığımız yolda, meslektaşlarımızın bir bölümü misyonlarını tamamladıklarını ifade ederek, derginin bundan sonraki dönemde tek bir merkezden yürütülecek çalışmalarla daha hızlı bir çevrim içine gireceği düşüncesiyle bayrağı takımın künyede gördüğünüz isimlerine devrettiler. Bu derginin şekillenmesinden bugün var olan çizgiye gelmesine kadar çok fazla ayrıntıyı paylaştığımız editörümüzden devraldığım bayrak bundan sonra önümüzde uzanmakta olan daha az engebeli bir yolda umarım bizlere aktardığı birikime yaraşır bir hız ve nitelikle benim tarafımdan taşınabilir. Prof. Dr. Serpil Salaçin ile birlikte çalışmak çok önemli bir deneyim ve beni zenginleştiren bir süreç oldu. Bu sürecin dergimize ve derneğimize de önemli bir yarar olarak döndüğünü düşünüyorum. Üretkenliğin çok düşük olduğu dönemler geçirdik ve gecikmeli olarak yayınlayabildiğimiz sayılarımızla süreli ve hakemli bir yayın olma uğraşımızı sürdürürken umudumuzu hep koruduk. Bugün, yaşadığımız sorunları yaşamamaları için çaba gösterdiğimiz genç meslektaşlarımızın çoğalması ve destek verilen bir üretkenlik ile umudumuz yenilenmiş ve işimiz daha da kolaylaşmış görünmektedir. Alanımız ve meslektaşlarımızın niteliği ile birlikte dergimizin niteliğinin de yükseleceği, Prof. Dr. Serpil Salaçin’in özveri ile yaptığı çalışmaların ve bu çok değerli dayanışmanın genç meslektaşlarımıza bir örnek oluşturacağı umuduyla dergimiz için bu yüzyılın sonuncu cildine başlıyoruz. Prof.Dr.Şebnem Korur Fincancı
-
Cilt 4 Sayı 3 (1999)
Merhaba, Geçtiğimiz on yıldır üyesi olduğum International Academy of Legal Medicine’in resmi yayın organı olan International Journal of Legal Medicine’in Volume 114, 1/2 sayılı geçtiğimiz yıla ait dergisi bir yıl gecikme ile henüz yeni yayınlandı. Bugün elime geçti ve elektronik versiyonu da internette göründü. Bu dergi bildiğiniz gibi ikiyüz yıllık bir geçmişi olan, ne zamandan beridir bilmiyorum Index Medicus, Current Content ve EMBASE’de indekslenen dergilerden. Ancak geçtiğimiz yıllarda ve bu son yıldaki gecikmelerden kimsenin derginin yok olacağı gibi bir endişe taşımıyor olması biraz da çıkaran derneğin ve üyelerinin bilimsel dergi geleneğini içlerine sindirmiş olmalarından kaynaklandığı görüşünü bende uyandırdı. Henüz bu alanda gelenek oluşturamamış ülkeler ise clanışmanlı bir derginin çıkış kurallarında değişiklik yapmayı ve günü kurtarmak adına nasıl olursa olsun yeter ki çıksın yaklaşımını benimsiyorlar. Bilim geleneği oluşturma çabalarımız sırasında nedense bazı meslektaşlarımız tarafından bu yaklaşım benimsenip yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Bu tür yaklaşımlar akademik değerlerle örtüşmediği halde çabuk taraf buluyor, kolaycı alışkanlıklarımızı pekiştirme gibi bir riski gözden kaçırıyor. İki sayı önceki yazımda biraz bu konulara değinmeye çalışmışdım. Bir araştırmanın raporu niteliğindeki bir yazı ya da ilginç bir olgunun sunumu da- nışmanlı bir dergide yayınlanma çabaları sırasında yayın öncesi tartışılma olanağı bulma gibi bir ayrıcalık taşır. Ancak hepimiz yaşamımızda çok önemli değişikliklere neden olan bir çok değerli çalışmanın zamanında clanışmanlı bir dergide yayınlanma şansı yakalayamamış olduğunu ela bilim tarihi metinlerinden öğreniyoruz. Konuyu bireyselleştirmeden bilgilenme ve bilgilendirme aracı olan dergilerin danışmanlarının ve emeklerini aktaran yazarların gelenek oluşturma hedefinin gerçekleşmesinde en önemli kaynaklar oldukları kanımı sizlerle paylaşmak istedim. Bu yılın son sayısından başlayarak da sizlerle paylaşacağımız bir ek bölümümüz olacak. Bu ek bölümde 1988 yılında Kuşadası'nda birlikte olduğumuz III.Adli Bilimler Kongresi’nde sunulmuş ve bugüne dek elimize ulaşmış olan sözel ve poster bildirileri yayınlamaya başlıyoruz. IV.Adli Bilimler Kongre’sine az kala ve gecikmeyle gerçekleştirdiğimiz bu ek bölümün bir anımsatma olması dileğiyle...
-
Cilt 4 Sayı 2 (1999)
Bu sayımızda adli tıp ve adli bilimler ile ilgili değişik çalışmaların yanı sıra, çalışmalarımızda hep kullandığımız yöntemlerin bilimsel uygulama biçimini aktaran bir kitabın inceleme yazısını okuyacaksınız. Bilimsel çalışma yöntemlerini aktardığımız geçen sayıdaki editör yazısının ardından, sizlere "Forensic Epidemiology" isimli bu kitabı tanıtmak uygun olur diye düşündük. Yararlanmanız umuduyla...
-
Cilt 4 Sayı 1 (1999)
Derginin ilk çıktığı yıllarda önsöz yazarken; doğrusu okunacağını varsayıyorduk. Geçen süre içinde okuyucularımızın bu konuda pek istekli olmadıklarını anlamaya başladık. Oysa bu sayfayı okuyucumuzla iletişim sayfası olarak değerlendirebileceğimizi umuyorduk. Bu kez sizler adına bu sayının çıkmasına emeği geçenlere teşekkür ederek yetinmek istiyoruz.