Araştırma Makalesi

POSTMORTEM HESAPLANAN ISS ve NISS PUANI ÖNLENEBİLİR ÖLÜMLERE İŞARET EDEBİLİR Mİ?

10.17986/blm.2010151700

  • Hakan TOKA
  • Yasemin BALCI
  • Kenan KARBEYAZ
  • Tarık GÜNDÜZ

Gönderim Tarihi: 10.02.2009 Kabul Tarihi: 18.02.2011 The Bulletin of Legal Medicine 2010;15(1):4-12

Kişinin ölümünde fizyolojik mekanizmaların rolü olup anatomik olarak bunların gösterilemediği künt travmalı olgular ile aynı vücut bölgesinde çoklu yaralanması olan ve hastanede bir süre yatarak tedavi görüp enfeksiyon vb. komplikasyonların gelişme ihtimali olan olgularda, ISS ve NISS’nin önlenebilir ölümleri belirlemede yetersiz kaldığı düşünülmektedir. Ayrıca, adli nitelikli ölümlerde, yaralanma saati, yaralanma ile ölüm arasında geçen süreç, olay yerinde ölmeyen ve hastanede ölen olguların ne kadar sürede ilk yardım ve hastaneye ulaştırıldığının çok net olarak bilinememesi de bu tür çalışmaların güvenirliğini etkileyen hususlardır.

Travmalı hastaların değerlendirilebilmesi için birçok fizyolojik ve anatomik skor sistemleri geliştirilmiştir. Anatomik skor sistemleri arasında en sık kullanılan Abreviated Injury Scale (AIS) ve onun türevleri ile Injury Severity Score (ISS)’dur. ISS, 1997’de Osler ve ark. tarafından New Injury Severity Score (NISS) olarak modifiye edilmiştir.

Bu çalışmada, travma nedeniyle ölen ve otopsileri yapılan olguların ISS ve NISS puanlarına göre değerlendirilmeleri amaçlanmıştır. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana-bilim Dalında 2001-2007 yılları arasında travmatik sebeplerle ölen ve otopsileri yapılan 157 olgunun, retrospektif olarak değerlendirilip yaralarının AIS puanları ışığında ISS ve NISS hesaplamaları yapılmıştır. Olguların %67,5’inde penetran yaralanma, %32,5’inde künt yaralanma mevcuttur. Hem ISS hem de NISS puanı 14 ve altında olan olgu sayısı 12’dir (%7,6). Penetran yaralanmak grupta hem ISS hem de NISS puanı 75 olan olgu sayısı künt yaralanmak gruba göre istatistiksel olarak daha fazla iken, künt yaralanmak grupta ISS ve NISS puanı küçük olmasına rağmen ölümle sonuçlanan olgu sayısı penetran yaralanmak olgulara göre istatistiksel olarak daha fazla bulunmuştur. ISS puanı 50’den küçük olan olgularda baş-boyun ve göğüs bölgelerinde çoklu yara oranı, ISS puanı 50’den büyük olgulara göre daha fazla bulunmuştur. 157 olgunun 29’unda (%18,5) NISS değerinin ISS değerine göre daha yüksek grupta yer aldığı görülmüştür.

Kişinin ölümünde fizyolojik mekanizmaların rolü olup anatomik olarak bunların gösterilemediği künt travmalı olgular ile aynı vücut bölgesinde çoklu yaralanması olan ve hastanede bir süre yatarak tedavi görüp enfeksiyon vb. komplikasyonların gelişme ihtimali olan olgularda, ISS ve NISS’nin önlenebilir ölümleri belirlemede yetersiz kaldığı düşünülmektedir. Ayrıca, adli nitelikli ölümlerde, yaralanma saati, yaralanma ile ölüm arasında geçen süreç, olay yerinde ölmeyen ve hastanede ölen olguların ne kadar sürede ilk yardım ve hastaneye ulaştırıldığının çok net olarak bilinememesi de bu tür çalışmaların güvenirliğini etkileyen hususlardır.

Anahtar Kelimeler: Önlenebilir ölüm, otopsi, travma skoru, ISS, NISS